Sex Hikayeleri

2 sene önce - Admin Ekledi - 761 Kez Okundu

Memelerimi Sömürdü Resmen

Memelerimi Sömürdü Resmen

Tam evden çikiyordum ki telefon çaldi. Telefondaki annemdi. Rahatsizlandiğini söylemek için beni aramişti. Anneme gitmem gerektiğini düşünerek hemen patronumu aradim ve ondan zor da olsa izin almayi başardim. Anneme uğradiktan sonra işe gideceğimden; makyajimi yaptim ve üstüme beyaz bodymi, altima da neredeyse dizlerimden bir kariş yukari olan beyaz mini eteğimi giydim. En çok giymekten hoşlandiğim beyaz fileli jartiyerimi, daracik beyaz dantelli külotumu da giyerek hazirlandim. Telefonla taksi durağini arayarak bir taksi çağirdim. Bir süre sonra taksi geldiğinde, yüksek topuklu ayakkabilarimi giydim ve yanimda götüreceğim çantalarimi da alarak aşağiya indim. Oturduğumuz yer olan Ataköy’den Kadiköy’e gidecektim. Eminönü’ne giderek oradan Kadiköy vapuruna binebilirim diye düşünüyordum. Aslina bakilirsa, o gün içimden hiç de cinsellik geçmiyordu ama, aşaği indiğimde taksi şoförünün beni yer gibi olan bakişlari beni de etkiledi. Aklima bir hinzirlik yapmak geldi. Taksi şoförünü tahrik etmeye karar verdim ve hemen harekete geçtim. Taksilerde pek de görmediğimiz bir nezaketle, taksi şoförü arabadan inerek bana arka kapiyi açti. Adam 35-40 yaşlarindaydi. Kendim binmeden önce çantalarimi koymak maksadiyla öne doğru eğildiğimde şoför, kalçalarimi saran minicik dantelli külotumu görmüş olacak ki arabaya bindiğimde arkamdan kapiyi kapatirken aletinin tamamen dikilmiş olduğunu gördüm. Adamin aleti benim için baş kaldirmişti. Bu, benim de hoşuma gitmişti. Taksinin arka koltuğunun ortasina bacaklarimi açarak, fakat dizlerimi kapatarak oturdum ve yerleştim. Adamin arabaya binerken gözleri bacaklarimda geziniyordu ve aleti de hala dimdikti. Koltuğa yerleştiğinde aynayi ayarladi ve arkasina dönerek, doğu şivesiyle “Nereye gidiyoruz abla?” derken gözleriyle bütün vücudumu süzdü. Eminönü’ne gidiyoruz” derken, ona güzel bir göz zevki yaşatmak için, dizlerimi açarak ona olanak tanidim. Bu arada şunu da söylemeliyim ki, külotumun altindaki sari tüylerimi dikkatli bakinca görmemek olanaksizdi. Hareketlerim adami iyice azdiriyordu. Önüne dönüp arabayi kullanmaya başladiğinda, trafik sikişikliğindan istifade hem benimle konuşuyor, hem de vücudumu süzüyordu. Bana, “Müzik koyayim mi abla?” derken suratinda manali bir ifade vardi. “Tabii” şeklinde cevap verdiğimde, “Türkü dinler misin?” dedi. “Benim için fark etmez” dedim. Bunun üzerine bir kaset koydu ve onu dinlemeye başladik. Sanirim o da bana misilleme yapiyordu ki, içinde “Memeler baş kaldirmiş” diye sözleri olan bir türkü dinletiyordu bana. “Nasil beğendin mi?” dediğinde “Fena değil” şeklinde karşilik verdim. “Niçin fena olsun, gerçekleri söylüyor” derken bana bakiyor, gözleriyle bacak arama bakiş atiyordu. Findik zade tarafinda trafik iyice sikişmişti. Bunun üzerine orada inip, tramvaya binmeye karar verdim. Taksi şoförü “Daha Eminönü’ne çok var. Niçin iniyorsun ki?” diye inmemem için elinden geleni yaptiysa da Findik zade köprüsünde indim. İnerken de yine ayni şekilde arabadan inerek bana kapiyi açti. Tabii ki nezaket için değil, beni son bir kez görebilmek için. Aslina bakilirsa adamin davranişlari da beni çok tahrik etmişti. Eminönü’ne kadar taksiyle gidebilirdim ama, içimdeki aşk ateşi beni orada indirdi ve her zaman kalabalik olduğunu bildiğim tramvaya yöneltti. Findik zade durağinda tramvaya bindim. Ve uygun bir kenara geçerek tutundum. Tüm erkeklerin gözleri üzerimdeydi. Tabii ki ilgisini çekebildiğim kadinlarin da… Tramvay tiklim tiklim değildi ama arkadaşlarimdan duyduğum kadariyla Aksaray’da iyice doluyordu. Aksaray durağina geldiğimiz zaman tramvay gerçekten de tiklim tiklim oldu. Ben, yine kenarda duruyordum ki orta yaşli bir adam benden müsaade isteyerek arkama geçti. Ardindan “İsterseniz çantalarinizi buraya koyabiliriz. Daha rahat olursunuz bayan” dedi. Çantalarimi kenara koymasi için ona verdim ve teşekkür ettim. Erkeklerin arasinda kalmiştim. Kimildayacak yer kalmamişti. Aslinda benim de istediğim buydu. Etrafimdaki erkeklere yakin olmak, onlara sürtünmek bana büyük bir haz veriyordu. Göğüslerim önümde ki adamin sirtina, kalçalarim da arkamdaki adamin aletine değiyordu. Birden bire, görmediğim bir el bacaklarimi okşamaya başladi. Dişiliğimin arzuyla yanip tutuştuğunu hissettim. Bu çok hoşuma gittiği için hiç sesimi çikartmadim. Sessiz kalmamdan cesaret alan arkamdaki adam, beni iyice kendine doğru çekerek erkekliğini kalçalarima dayadi ve sürtünmeye başladi. Onun sertliğini rahatlikla hissedebiliyordum. Beni belimden kavramiş, erkekliği ile arkadan baski yapiyordu. Erkekliği bana baski yaptikça yerimde duramiyor ben de kalçalarimi geriye bastiriyordum. Bu arada, önümdeki adamda halimden durumu anlamiş olacak ki “İsterseniz yer değişebiliriz bayan” dedi. Ona “Hayir, burada rahatim” deyince önüne döndü. Sanirim olanlari birkaç kişi daha görmüştü ama onlar da benim gibi ses çikarmiyorlardi. Sanirim bu onlarin da hoşuna gidiyordu. Sonunda arkamdaki adam titreyerek boşaldi ve kulağima doğru eğilip, “Hoşuna gitti mi?” diye sordu. Onu kafamla onayladim. Bana “Şimdi kendini rahat birak” diyerek kalçalarimla ilgilenmeye başladi. İki eliyle kalçalarimi okşuyordu. Birden, zaten kisacik olan mini eteğimi biraz daha çekti ve dantelli külotumu yana doğru siyirip parmağini kadinliğima soktu. İyice kendimden geçmiştim. Çiğlik atmamak için kendimi zor tutuyordum. Sicakliğini külotumda hissedebiliyordum. Birden bire, adam elini kadinliğimdan çikarip arka kapima soktu. Zaten alişik olan arka kapim, adamin parmağini sonuna kadar aldi. Adam, arkamda parmağiyla bir süre git gel yaparak beni tekrar boşaltti. Son durağa gelmemize yakin beni kendi eliyle düzelttikten sonra bir süre daha okşadi. Sonunda zor da olsa tramvaydan indik. “Seninle daha yakin olmak istiyorum. Bana adres verebilir misiniz?” diye sordu. Ona, mümkün olmadiğini ama bana telefon numarasini verirse onu arayabileceğimi söyledim. Bana cep telefonunun numarasini verdi. Sanirim aramami sabirsizlikla bekliyordur.